Kendi savaşınızı açmalısınız, kendi düşünceleriniz uğruna. Düşünceleriniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlıkları atmalıdır bunun için... ..::F.Nietzsche::..
10 Haziran 2012 Pazar
Sanatsal Pozlarda Vücut Bulan Bireyler
Sabahı bilmem kaç saat ertelemekle başlar herşey... Güneşle inatlaşan genç neferlerin mücadelesi, geceye hasret yitirilmiş bir nesil doğurur böylece... Kimisi gün doğumuna sattığını iddia eder güneşli saatleri, ancak satılan doğan gündür aslında... Tüketilmekte olan zaman bir insan ömrünün en verimli dakikalarıdır ki bu da verimsiz benliklerin üretilmesini sağlayan, gece mesailerinde oluşturulan ve en gelişmiş üretim araçlarının bile erişemeyeceği net ve keskin bir yontulma neticesinde oluşan kişileri doğurur... Bilindik gençlik senaryolarından sıyrılarak yapılacak olan, ergenlik paradoksundan yoksun bir açıklamaya ihtiyacı olan bu durum çağımızın "yeni nesil" diye tabir edilen topluluğuna has bir gerçekliktir... Ancak genellemeyi orta sınıfın üzerine kurmak çok daha yerinde olacaktır. Zira, çağımızın kıt imkanlarından, kısır bir döngü içerisinde ve aynı zamanda kıt bir içimde faydalanan sınıfların pencereleri, gecenin ön saatlerinde yoksulluğa bir gönderme yaparcasına, tıpkı camın ardındaki gelecek gibi karanlığa gömülmektedir... Çağımızın rasyonel aklı, kendisini öldürmeye programlanmış bir klik içerisine gireli ne kadar oldu bilinmez, ancak bilinen şey yok oluşun süreğen bir üretime tabi oluşudur. Yani tükenen zaman, aynı zamanda aklın yitiminin ve düşünebilmenin hürrüyetinin yitirilmesiyle eşdeğer bir diyalektik içerisindedir ve bu ikircikli etkileşim iletken bir zaafiyet ve migren halinin resmidir... Sanal dünyaya kayan rasyonel akıl, irrasyonel arzularla dizginlenmeye çalışılırken bir yandan da salt bir mistifikasyona kapılmakta ve avunmak ihtiyacı kaçınılmaz olarak vazgeçilemeyen bir tatmin çukuruna dönüşmektedir... Çağa ayak uydurmak en nihayetinde ışığı karanlığa satmaksa; sanal hülyaların ürettiği sanatsal pozlarda vücut bulan bireyler, hiç düşünmeden fiyat belirlemeyi bir görev bilir ve pazarlık payı bile koymadan satış gerçekleşir... Sonuç ise bilindik bir trajediden ibarettir, içi boş güzelliklerin dünyasına hoşgeldiniz...
5 Haziran 2012 Salı
Bizet Carmen Habanera
Fransız besteci Georges Bizet'nin 4 perdelik Opera eseri. Ana konusu Mérimée'in Carmen adlı kısa romanından alınmıştır. Librettosu ise Meilhac ve Halévy tarafından yazılmıştır. Prömiyeri Paris'te , Opera Komik'te, 1875'te sahnelenmiştir.
Fransa'da 3 Mart 1875'te ilk sahnelendiğinde yerleşik opera ve ahlâk anlayışının ihlali gibi algılandığından olumsuz tepkilerle karşılanan eser, eleştirmenler tarafından yüzeysel, üstünkörü bulunmuş ve afişten kaldırılmıştır. Bizet bu üzücü olaydan üç ay sonra henüz 37 yaşındayken ölmüştür. Bu durum kimselerin garip tahminlerine yol açmış, onun bu başarısızlık üzerine üzüntüden öldüğü söylentileri çıkmıştır. Hâlbuki Bizet eserin kaderini önceden sezmiş, o çağın ahlak kurallarına uygun olmayacağını anlamıştı. Metin yazarlarından Meilhac'a bu inancını belirtmiş, ilk gecede sonra suçun kendisinde olduğunu söyleyerek, özür dilemiştir.
Bizet daha bir kaç yıl yaşasaydı operanın kısa bir zaman sonra tekrarlanışını, kazandığı muhteşem zaferi, dünya sahnelerine fırtına gibi yayılışını görecek başka eser yazmasa da mutlu bir hayat geçirecekti. Carmen, çevresindeki tartışmalar, çatışmalar, tereddüt ve ön yargılar ne olursa olsun günümüzde bildiğimiz tek şey bu eserin opera repertuarında çok az görülen bir ilgi toplamış olmasıdır.
Operanın hikâyesi 1830 civarlarında İspanyanın Sevil şehrinde geçer. Eserin baş kadını çok güzel ve ateşli bir tabiatı olan ve bir tütün fabrikasında işçi olarak çalışan bir çingene genç kız olan Carmen'dir. Aşkını kullanmada çok serbest olan Carmen, aşk alanında hiç tecrübesiz bir asker olan onbaşı Don José'yi kandırır. Bu ilişki yüzünden Don José eski nişanlısını bırakır. Birliğindeki üst rütbedeki subayların emirlerine karşı gelip askerlikten kaçar. Bir kaçakcı ekibinin üyesi olur. Carmen kendinden bıkıp boğa güreşçisi Escamillo ile aşk hayatına başlayınca kıskançlığından Carmen'i öldürür. http://tr.wikipedia.org/wiki/Carmen
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)